top of page

Tanınmış Markaya Benzer İsim/Soy isimle Marka Tescili-Tanınmış Markanın Korunması

  • Yazarın fotoğrafı: Ahmet Ziya TAMER
    Ahmet Ziya TAMER
  • 3 Nis 2023
  • 2 dakikada okunur
1- Tanınmış Markaların Korunması ve Koruma Kapsamı

Sinai Mülkiyet Kanunu'na göre, tanınmışlığı yüksek olan markalar, aynı veya benzer marka tescil başvurularının itiraz üzerine reddedilmesini sağlar. Bu düzenleme, başvurunun reddedilmesi için tanınmış marka ile benzer veya aynı sınıf olması gerektiğini belirtmez. Bununla birlikte, ikinci başvurunun haksız yarar sağlama, markanın itibarının zarar görmesi veya ayırt edici karakterinin zedelenmesi durumlarından birine yol açması gerekmektedir. Ayrıca, hükümsüzlük veya yeniden inceleme ve değerlendirme kurulu kararının iptali davasında da "tanınmışlıktan haksız yarar sağlanabileceği" ileri sürülebilir. Güncel Yargıtay kararlarına göre, haksız yarar sağlama ihtimalinin söz konusu olabilmesi için markaların sınıfları arasında en azından bir bağlantı bulunması gerekmektedir.


2- Tanınmış Marka Koruması ve Ad Soyad Marka Tescili Çatışması

Kanun'da düzenlenen ikinci marka tescil başvurusunun "haklı bir nedene dayanması" durumunda, ikinci markanın reddedilemeyeceği veya hükümsüzlüğüne karar verilemeyeceği belirtilmiştir. Aynı Kanun'un 7/5-a maddesinde, tanınmış marka sahibinin, dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde "Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini" içeren marka tescil başvurularını ve bu türden kullanımları engelleyemeyeceği düzenlenmiştir.

Bu durumda akla gelen soru şudur: Gerçek kişinin ad ve soyadından oluşan marka tescil başvurusu, tanınmış marka ile benzerlik taşıması durumunda, hangi tarafın üstünlüğü dikkate alınacaktır? Yani, ad soyad marka tescili, tanınmış markanın koruma kapsamına aykırı içeriğe sahip olsa bile tescil edilecek midir? Yargıtay, bu konuyu ele alarak tanınmış markanın üstünlüğüne karar vermiştir.


3- Yargıtay Kararı: Tanınmış Markaların Koruma Kapsamı, Ad ve Soyad İçeren Marka Tescilinde de Göz Önünde Bulundurulmalıdır

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 03.03.2021 tarihli kararında belirtildiği üzere, tanınmış markaların sahiplerine, markanın tescil kapsamındaki aynı ve benzer tür mal ve hizmetler için koruma sağladığı gibi, 556 sayılı KHK'nin 8/4. maddesinde yazılı koşulların varlığı halinde farklı tür mal ve hizmetler yönünden de koruma sağlamaktadır. Bu korumanın sağlanabilmesi için öncelikle, tanınmış marka ile sonraki başvuru konusu marka arasında nispi bir benzerlik bulunmalıdır. Benzerlik şartının sağlanması için, markaları kullanan firmalar arasında idari veya ekonomik bir bağ bulunması şart olmayıp, sonraki markanın tanınmış markayı çağrıştırması yeterlidir. Ancak tanınmış marka korumasından yararlanabilmek için, sadece benzerlik bulunması yeterli değildir. 556 sayılı KHK'nin 8/4. maddesinde belirtilen risklerden en az birinin gerçekleşme ihtimalinin bulunması da zorunludur. Gerçek kişilere dayalı ad-soyad markalarının, KHK'nin 8/1-b maddesi uyarınca ayırt edicilik sağlayabilecek nitelikte olduğunun kabulü, tanınmış markalara ilişkin KHK'nin 8/4 maddesinde yazılı riskleri doğurabilecek olsa bile tescil edilebileceği anlamına gelmez. Yargıtay, somut olayda davacı tarafın "SAHİN" ibareli markalarının "GIDA SEKTÖRÜ" yönünden tanınmış olduğunu kabul etmiştir.


Sonuç Olarak,

ad soyad marka tescillerinde, tescili istenen markanın içerdiği isim veya soyisim nedeniyle tanınmış bir marka ile benzerlik taşıması durumunda, gerçek kişi ad soyadının her zaman tescil edilebileceği kabulü, tanınmış marka koruma kapsamının daraltılması anlamına gelebilir. Bu tür markaların "haksız yarar elde etme" amacına yönelebileceği açıktır. Yargıtay da bu durumu engellemek amacıyla, ad-soyad markalarında bile tanınmış markalar ile benzer ad ve soyadların tescil edilemeyeceğine karar vermektedir.



 
 

TAMER HUKUK & DANIŞMANLIK

ANKARA - TÜRKİYE

  • alt.text.label.LinkedIn

©2022, TAMER HUKUK & DANIŞMANLIK. Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page